19 Kasım 2015 Perşembe

Ayşe Kulin-Sevdalinka- Kitap köşesi#29



Herkese merhaba!
  Ben genelde yabancı yazarların kitaplarını okumayı severim  polisiye-gerilim-macera-aksiyon türlerine bayılırım.
Lise zamanımdan beri okumadığım bir yazar olan ayşe kulin 'i okumaya karar verdim.
Elimde bir kaç kitabı daha var çook uzun seneler önce almış olduğum ve hala okumadığım... Dedim bunları okumalıyım artık... Ve seçtiğim kitap sevdalinka oldu...
Arka kapak bilgisi :
Postane binasının yanı sıra, Milli Tiyatro, Hukuk Fakültesi ve civarındaki binalar da yanıyor, yeni patlamalarla bu ateş dansına eşlik ediyorlardı. Rüzgarda uçuşan kızıl saçlar gibi savrulan alevleriyle har har yanıyorlardı. Yandıkça, kırmızı bir fona çizilmiş, simsiyah iskeletlere dönüşüyorlardı. 
     Nimeta, taş kesilmiş, geçmişini seyrediyordu alazların ötesinde. Çocukluğu, gençliği, anıları, sevinçleri, kederleri incelenip uzayarak, bükülerek alevlerin arasında göğe yükseliyor, Saraybosna külleriyle birlikte sağa sola savruluyordu.
    Bosnalı bir gazetecci olan Nimeta, dünya tarihinin en acımasız soykırımlarından birinin yaşadığı Bosna savaşının ortasında kendisi ve ailesi için yaşam mücadelesi verirken, içinde kıyasıya süren bambaşka bir savaşla da başetmek zorundaydı... ''
    Sevdalinka bir kadının kocasına ihanet etmesini ve bosna soykırımı zamanında geçen bir kaç senelik bir zaman dilimini konu alıyor..
  Kitap gerçek olaylardan esinlenip yazılmış.Hatırlayanınız vardır belki.. Ben hayal meyal o katliamları haberlerden hatırlıyorum... 
   Tabi çocuğum o zamanlar savaş çocukların gözünü  korkutuyor duyunca... Ama bu belgesel niteliğindeki bilgiler bile kocaman bir insanın zaman zaman kanını donduruyor... 
   Kitapta çok fazla ayrıntı vermeden üstün körü bile olsa savaşın soykırımın katliamın o kadar acı verici bir şey olduğunu anlıyorsunuz ki zaman zaman gözlerimden akan yaşlara engel olamadım... 
   İnsanların gerçekten nasıl acımasız nasıl vicdansız nasıl kötü olduğunu gözler önüne seriyor  anlatılanlar... Küçücük çocuklara bebeklere ve tüm yaştaki kadınlara edilen tecavüzler... Parçalanan vücutları... Sayıları bilmem kaç bini aşmış öldürülen erkekler... Binlerce işkence edilen insanlar kendi pisliklerinde açlıkla ölüme terkedilenler...
     Bir insanlık ayıbı aslında anlatılanlar... Dünyanın gözlerini kapadığı... Gerçekten acı....Belgeselleri izlediyseniz belki ne demek istediğimi anlarsınız...


FLORMAR 429 numaralı oje




Herkese merhaba!
Bu zamana kadar kullandığım ojelerle ilgili çok bir şey paylaştığımı söyleyemeyeceğim, çünkü kullandığım renkler çok sınırlıdır.(siyah-bordo- kırmızı ve ten rengi)
  Çok nadir olarak da renkli oje kullanırım.Kullanabileceğim çok az sayıda canlı renkleri ayırıp diğer bütün ojelerimi kuzenime verdim.
    Ben renkleri yaz kış diye ayırmıyorum o yüzden 4 mevsim gerek ruj olsun  gerek oje olsun canımın istediği rengi sürüyorum.
    Bu renk çoğu kişiye göre yazlık bir renk :)

Flormar 429 numara her zaman bulabileceğiniz bir seriden.
Örtücülüğü tek katta dahi çok kapatıcı şu anda tırnaklarımda tek kat uygulanmış halini görüyorsunuz.
Kuruma hızı çok iyi çabuk kuruyor ve bulaşma yapmıyor. 
Işıktan dolayı biraz maviye dönük çıkmış olsa bile aslında çok tatlı bir yeşil:)



17 Kasım 2015 Salı

Emily Long Lasting 215 numara dudak kalemi


Herkese merhaba!
 Emily kalemlerini fiyatı ve performansı açısından çok seviyorum.Uygun fiyatlı ve oldukça kaliteli dudak kalemlerinden.
   Şimdi yazısını yazacağım kalemde emiliy'nin 215 numaralı mürdüm rengi diyebileceğim bir renk.
Emily'nin diğer dudak kalemlerine göre bir tık daha sert bir yapıda buda koyu renk olmasından dolayı avantaj çünkü akma ve dağılma yapmıyor dudakta.

Ben bu kalemi bordo ruj sürdüğüm zaman kullanıyorum.Dudağımı bu kalemle çerçeveleyip daha sonrada bordo rujumu sürüyorum(Laf aramızda kullandığım bordo rujumdan hiç memnun değilim yakında onunda yazısını yazacağım)

Bu arada aklınıza şu soru takılabilir bu renk koyu mor mürdüm rengi bordo ile ne alakası var nasıl durur ki diye düşünebilirsiniz ama bordo ruj ile hiç sırıtmıyor.
   Tabi ki başka kalem önerileriniz olursa denemek isterim. 

   Sevgiyle kalın görüşmek üzere... :)

"

11 Kasım 2015 Çarşamba

Ted Dekker- Çember serisi SİYAH-KIRMIZI-BEYAZ-YEŞİL # Kitap köşesi 28





Herkese merhaba!
Bu sefer ki yazım Ted Dekker'dan çember serisine ait.
İlk başta ayrı başlıklar altında yazmayı düşündüm bu yazıyı ama sonradan tek bir postta toplamaya karar verdim.
  Seri 4 kitaptan oluşuyor.
Kitaplar döngüsel halinde işliyor...
Ve yazar işte böyle açıklamış bu çember serisini:
ÇEMBER NEREDE BAŞLIYOR?
 Çoğu kişinin aksine çember serisi tamamen döngüseldir.Yani kitap sıfır olan YEŞİL, hem henüz siyah,kırmızı ve beyazı okumamış olanlar için seriyi başlatır,hem de Siyah ve kırmızı ve Beyazı okumuş olanlar için seriyi tamamlar.Korkmayın hikaye hem çember hemde sıfır gibi kesintisiz işler.
Seçim size kalmış.İster siyah'la başlayıp sonra kırmızı, beyazı okuyun ve yeşil'le bitirin.İster yeşil'le başlayın siyah, kırmızı,beyaz'la devam edin.
Derinlere dalın.
  Ted Dekker


Ben ilk olarak Siyah'tan başladım.
Yani kitap 1 , kötülüğün doğuşu anlatıyor.
Kitap sizi içine öyle çekiyor ki merak ediyorsunuz. şimdi ne olacak nasıl açıklanıcak durumlar diye sürekli okuma isteği duyuyorsunuz.
Ve bu birinci kitapta thomas'ın gördüğü rüyalar  ve öğrendiği bilgiler üzerine  insanları, ablası kara ile ikna etme çabaları ve başlarını derde sokmalarını anlatıyor.Thomas'ın hayatı rüya ile gerçeğin karışmasıyla alt üst oluyor. Thomas yaşadığı iki dünyanın hangisi gerçek hangisi rüya karıştırmaya başlıyor. Her iki dünyadada farklı konumlarda olan thomas'ın üzerine düşen görevler vardır ve bunları yerine getirerek insanlığı kurtarmak için çabalıyor.

    Kitapları özet olarak anlatmayı sevmediğim için bu şekilde kısa ve öz bilgi veriyorum inşallah yetersiz anlatım diye düşünmüyorsunuzdur. Zira kitap özetlerini okumak benim için kitabın süprizini alıp götürüyor...


ÇEMBER KİTAP BİR -

SİYAH :KÖTÜLÜĞÜN DOĞUŞU
Siyah kitabının arka kapak bilgisi:

"Çember serisi, rüyalar ile gerçeğin çarpıştığı, yüksek tempolu bir destan."
Dünyadaki en güçlü adam olmayı düşleyen multimilyarder Valborg Svensson, bunu şiddetle arzulamaktadır. Amacına ulaşabilmek için özel bir aşı haricinde hiçbir şekilde kurtuluşu olmayan bir virüs yaratır. Bu virüs, 3 hafta içerisinde bulaşan kişiyi öldürecektir ve Valborg, bu silahı ona boyun eğmeyen her millet üzerinde kullanmaya hazırdır... Valborg'a boyun eğenler içinse durum elbette farklı olacaktır.

Thomas Hunter ise Valborg'un küresel terörizm planlarını öğrenir ve bu aşının kontrolünü ele geçirmeye çalışırken başı derde girer. Hunter, ıssız ara sokaklarda suikastçılardan ucu ucuna kaçarak, bir binanın çatısına sığınır. Sonra gecenin içinden çıkan sessiz bir kurşun kafasına isabet eder... Ve dünyası kararır.

Karanlığın içinden, kötülüğün kol gezdiği başka bir dünyaya ait şaşırtıcı bir gerçeklik çıkar: Thomas Hunter'ın güzel bir kadına âşık olduğu bir dünya... Ancak uzanıp da kafasındaki kana dokunduğunda, rüyasında bir ara sokakta kovalandığını hatırlar. 


Günün sonunda 3 milyon insan , tarihin en ölümcül virüsünü taşıyor olacaktır ve bu felakete karşı koyabilecek tek bir kişi vardır:Thomas hunter.Ancak dünyanın tek umudu olan bu adam ölmüştür hemde ikinci kez...


Rüya nerede son buluyor, gerçek nerede başlıyor? Ne zaman bir dünyada uykuya dalsa, diğerinde uyanıyor ve her ikisinde de onu bir felaket bekliyor... Hatta belki de kendisinin sebep olduğu bir felaket.

Bazı insanlar dünyanın dengesinin, yaptığımız seçimlere bağlı olduğunu söyler. Şimdi iki dünyanın kaderi de tek bir adamın seçimlerine bağlı.


---------------------------------------------------

ÇEMBER KİTAP İKİ
KIRMIZI :DESTANSI KURTULUŞ

Kahramanımız hunter yine iş başında iki dünya arasında gidip geliyor. Fakat işler bu sefer değişti her şey bir önceki olaylardan daha tehlikeli... Hemde iki dünyada da...
Thomas'ın renkli orman dediği yer yerle bir olmuş kötülük her yere sıçramıştır. Büyük tehlikeler atlatılarak kurulan yeni düzen yani gökkuşağı ormanları da tehlike altındadır.Ve thomas her iki dünyadada kötülükle savaşmak zorunda kalır. Hemde bu sefer renkli ormanın iyileştirici gücü olmadan... Yani bu sefer her şey oldukça zor ve tehlikeledir...
  Ve thomas'ın farkettiği bir şey vardır o da her iki dünyanın ve oradaki insanlarında birbirleriyle bağlantılı olmasıdır.


Kırmızı' nın arka kapak bilgisi:

Gökkuşağı ormanları büyük çapta bir yıkımın eşiğindedir.
Ölüm saçan bir virüs, dünyamızdaki teröristlerce yayılmaya başlamıştır.
Thomas Hunter’ın sabrı tükenmiştir; ölümle randevu için kalan süre üç haftadır ve bu bir olasılık değil, gerçeğin ta kendisidir.
İki dünyayı da kurtarabilecek bir çözüm yolu bulmaktan başka çıkış yolu yoktur.

Siyah’ın akıllara durgunluk veren temposu, Ted Dekker’ın efsane Çember serisinin ikinci kitabı Kırmızı’yla doruğa çıkıyor.
Thomas Hunter en fazla bir ay önce, garsonluk yapan başarısız bir yazarken, şimdi kendini iki dünyayı da çöküşten kurtaracak zorlu bir maceranın içinde bulmuştu. Bir dünyada, ilkel savaşçılardan oluşan bir orduya kumanda eden, savaşlarda yaralanmış bir general; diğerinde ise durdurulması mümkün olmayan bir virüsle küresel bir kaos yaratma niyetinde olan teröristleri alt etmeye çalışan bir adam.
Yıkımın eşiğinde iki dünya. Akla hayale gelmeyen bir çözüm.
Rüya ile gerçeğin çarpıştığı adrenalin yüklü bir destana hazır olun. Siyah, Kırmızı’ya dönerken artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.


-----------------------------------------------------



ÇEMBER KİTAP ÜÇ

BEYAZ:BÜYÜK TAKİP 

Beyaz'da artık virüs her yere dağılmıştır ve hunter ve kara bunu engellemek için elinden geleni yapmaktadır. İki dünya arasında gidip gelen hunter'ın yapması gereken çok önemli ve tehlikeli işler beklemektedir. Bir yandan virüsi durdurma yolları bir yandan güruh ile aralarında geçen yaşam savaşı... 

  Rachell'ın ölümünden sonra thomas Qurong'un kızı Chelise'ye aşık olur ve onun için başını büyük derde sokar , aşkı için güruhla mücadele eder fakat gürüh onları cezalandırır ve boğulmalarını emreder. Bu boğulma chelise için yeni bir hayattır ve thomas ile yeni bir hayatın başlangıcı olacaktır. Çünkü güruh'un göllerine kızıl sudan karışmıştır. Bu da inanan serserilerin boğulup yeni bir hayata başlamasına sebep olur.
  Olaylar bir tarafta böyle gelişirken diğer dünyada thomas bütün insanlar için kendini feda etmiştir.Ve ölmüştür... Çünkü thomas'ın kanı virüsü durdurmuştur...
   Yine macera dolu bir roman sizi bekliyor kaçırmayın derim... 

Beyaz arka kapak bilgisi:

                                         BEYAZ 
                  Zamana karşı amansız bir takip.
                                        BEYAZ 
                 Geçmişle geleceğin anahtarı.
                                       BEYAZ
                 Ölüme direnen aşkın rengidir.


Dünyaların birinde,hızla yayılan ölümcül bir virüs,bilim adamları ve hükümetlerin yoğun çabalarına rağmen,bütün canlıları yok etmek üzere.Diğer dünyadaysa yasak bir aşk,çember olarak da bilinen direnişçilerin her an sonunu getirebilir.

  Bu iki dünyanın arasındaki tek köprü olan Thomas, birini kurtarayım derken ikisini birden kaybedebileceğinin farkında.Şimdi yaklaşan kıyamet öncesi,onu bir girdap gibi içine çeken duygularından ve olaylarından sıyrılıp tarihi yeniden yazmanın bir yolunu bulmak zorunda.
   
     İki dünyanın kaderi tek bir adamın elinde.Yaşam,ölüm,aşk  hiç bir şey göründüğü gibi değil.Yeşil'deki kaos,siyah'taki dehşet ve kırmızı'daki ihanetten sonra çember görülmedik bir güçle karşı karşıya. Büyük takip'in son saatlerinde verilen bir karar her şeyi sonsuza kadar değiştirebilir.


------------------------------------------------------

ÇEMBER KİTAP SIFIR 
YEŞİL:BAŞLANGIÇ VE SON 

Ve gelelim benim için son kitap olan yeşile yani sona...İsteyen ilk baştada okuyabilir ama bence siyahla başlamak hikayeyi tam olarak kavramak için daha iyi ... İlk önce yeşilden başlarsanız sanki aklınızda dolduramayacağınız boşluklar olacak gibi.. Kısacası ben yeşili sona sakladım... 


Yeşil'in arka kapak bilgisi:

Sonunda çember yeniden doğdu.
Yeşil'e hoşgeldiniz...Kitap sıfır'a ... 
  Yeşil kitap sıfırdır:Çember için hem başlangıç hemde bitiş çizgisidir.
Çember, renklerin dünyasıdır ve bu renklerden yeşil ise baş döndüren hazdır.
  Yeşil kıyamette yaşanan bir aşk ve ihanet hikayesidir.

24 yaşındaki genç Thomas Hunter, bizim dünyamızda ve bizim yaşadığımız zamanda bir gün uyuyakalır ve gözlerini 2000 yıl ileride, kadim peygamberlerin önceden bildirdiği  o korkunç kıyametin yakıp yıktığı başka bir dünyaya ait kara orman'da açar.
Savaş,ihanet,hastalık ve ölüm,yaşayan her canlıyı tehdit etmektedir ve buna engel olabilecek tek bir kişi vardır:Thomas Hunter.

  Dünyanın dengesinin aniden şiddetle sarsılması ise an meselesidir.

 Thomas zamanlar arası geçişi bulmalı ve iki dünyanın da kurtuluş anahtarının gizli olabileceği dünyamıza dönmelidir.

 Daha önce duyduklarınıza hiç benzemeyen bir kıyamet öyküsüne buyurun.Bu kendi tarihimizle ilişkili, öylesine şaşırtıcı bir öykü ki başka bir dünyada olduğunuzu unutacaksınız.




5 Kasım 2015 Perşembe

Flormar waterproof lipliner 233 numara



Herkese merhaba !
Çok severek kullandığım dudak ürünlerimin arasına flormarın 233 numaralı dudak kalemide girdi.
Bu kalemi almamdaki sebep ruby woo ile aynı renkte olması.





Rengi gerçekten ruby woo ile birebir. Bazen dudağı çerçevelemek için bazende direk ruj olarak kullanıyorum.Dudak çizgilerine dolmuyor ve dudak kenarlarından akmıyor. Fiyatı ise oldukça uygun 4-5 tl civarında. Bazı markaların adına para vermektense aynı performansı gösteren daha uygun fiyatlı ürünleri almayı tercih ediyorum.




Yazmış olduğum diğer kırmızı ruj ve dudak kalemlerinin yorumlarını merak ediyorsanız;

Emily long lasting lip pencil 207 numara için buraya
Golden rose velvet matte 18 numara için buraya
Clinique chubby stick intense mightiest maraschino için buraya
Pastel day long lipcolor kissproof 09 numara için buraya  tıklayabilirsiniz.

4 Kasım 2015 Çarşamba

MAC FACE AND BODY FOUNDATION



Herkese merhaba !
Benim çok sevdiğim, herkesinde  bayılarak kullandığı ve bir çok beğeneyi kazanmış olan mac face and body fondöteninden bahsetmek istiyorum.
  Tabi ki bu fondoten hakkında bir çok yorum okudunuz bir çok video izlediniz hakkında bir çok şeyi biliyorsunuz. 
   Şimdide ben kendi yorumlarımı yazmak istiyorum.

İstediğim görüntü tamamen doğal bir görüntüydü işte bu yüzden bir çok ten ürününden memnun kalmıyorum. Benim istediğim mat olmayan cildin kendi ışıltısı gibi duran canlı parlak bir görüntüydü.
   Tam olarak istediğim performansı bu fondöten ile yakaladım.(birde maybelline dream fresh bb cream)

Bende ki rengi C4 tenimden yarım ton koyu kaldı ama bunu çokta sorun etmiyorum.İnternetten  görsellerine bakarak almıştım. Bir dahaki face and body'im C3 olacak:)
    Yarım ton koyu olmasına rağmen sırıtmıyor ve sarı-kara diye tabir edilen tenime çok güzel uyum sağlıyor. 

   Fontödenin yapısı çok akışkan su gibi ve oldukça ince, cilt üzerinde hiç bir ağırlık yapmıyor. 
Çok doğal duruyor.
Kuru ve karma ciltlere çok daha uygun olduğunu düşünüyorum çünkü  glowy yapısı yağlı ciltler için biraz abartı gelebilir ama transparan pudra ile geçilirse sorun olmayacağını düşünüyorum. 

Cilde ilk sürüldüğünde biraz yapış yapış bir his bırakıyor fakat bir süre sonra bu yapışıklık hissi geçiyor kimi bu durumdan rahatsız ama ben sorun etmiyorum. 

Kapatıcılığı ise varla yok arasında... Yani kapatıcılık için alırsanız hayal kırıklığına uğrarsınız.Renk eşitsizliklerini gideren cildi canlı gösteren bir ürün ki benim beklentilerimi fazlası ile karşıladı.
  
İki boy seçeneği var  50 ml ve 120 ml.Bende ki 50 ml'lik olanından bir dahakine 120 ml'lik olanı almayı düşünüyorum. 
     Birde şu cruelty free olup olmama durumu var. Ben mac'in gri bölgede olduğunu söyleyebilirim. 

Sevgiyle kalın görüşmek üzere... !